Bu Blogda Ara

İzleyiciler

Sayfalar

Sultanahmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sultanahmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mart 2012 Cumartesi

The Place of Candid Speeches / Çorlulu Ali Paşa Medresesi



The Place of Candid Speeches 

  The Madrasah  of Çorlulu Ali Pasha 



Humanity and tobacco came across in the ancient history. They shake hands and became close friends. 

Mankind overloved tobacco; so much so that they invited it to their entourages parties, religious rites and even into the bedrooms. It has been in state of flux like the humanity troughout history in turn.

Nowadays, tobacco is still known by different forms. Even so one of them is far more convivial and kindly than others. Whereof is absolutely none other than shisha (hookah / hubblebubble / narghile/ kalian / water pipe / calean / hooka etc.), as is known to all addicteds.

Historically, the prototypes of first shisha made in Indian. Early on, coconut was cleaned out then a pippet was tucked in from outer cover of coconut and  the cover was burnt. But coconut remained incapable due to fact that the pleasure of shisha atract draw intense interest. Just after the shisha started to be made of  bronze or ceramic. 


Thus shisha using went beyond the border of India, so spread to the land of Ottoman and Persian. The glory days of shisha which it got inside everywhere ranging from The Ottoman Palaces to simple coffehouses, were in Ottoman period. During those days shisha became a tradition with rules and conventions.

Currently Istanbul is still one of the most convenient city to live pleasure of the smoking tradition. Despite you can find a lot of beautiful shisha coffes in the city, i strongly recommended to live the pleasure of shisha at the quad, that it stay warm in winters even so be cool in summers, of Çorlulu Ali Pasha Medresesi which serve smooth turkish coffee and fresh tea.
     
The Madrasah was built in 1709 by Çorlulu Ali Paşa who was  (II.) Sultan Mustafa's son in law and grand vizier in  1706-1710 during the reign of Sultan Ahmet III. During the his grand vizier period, he followed strict budgetary policies and tried to limit unnecessary expence. As a consequence of that he prefered to be against waging war on Russia as suggested by King Charles II of Sweden, who, after having been defeated at Poltova in 1709, took refuge in Ottoman territory. Hence Çorlulu Ali Pasha lost his post in August 1710 an went to the block.  It's possible that, due to this sad story, the Madrasah  always stay calm in constrast with noises and crowds of the city.


When you smoke or drink something at the madrasah, you can turn back timeslessness of the  tulip era and daydream about living high off the hog. Already now, wish you to enjoy your smoky breath!


 Samimi  Muhabbetin Mekanı 

                     Çorlulu Ali Paşa Medresesi

İnsan ve tütün, tarihin ilk yılarında tanışırlar. El sıkışır ve sıkı arkadaş olurlar. Öyle ki insanlık onu, dini ayinlerine, arkadaş çevrelerine hatta yatak odalarına davet edecek kadar sever. Tütün de buna karşılık, tarih boyunca insanlık gibi değişim içinde olur.

Günümüzde tütün hala farklı farklı biçimleriyle tanınmakta. Bununla beraber onlardan biri var ki diğerlerinden çok daha babacan ve keyiflidir. Bahsedilen müdavimlerinin bildiği gibi, kesinlikle nargileden başkası değil.


Tarihsel olarak, ilk nargile örnekleri, Hindistan menşelidir. İlk zamanlarda, hindistancevizinin içi boşaltılır; kabuktan içeri bir kamış sokulur ve dışındaki tüyümsü tabaka yakılır. Ancak bu keyfe ilgi yoğun olunca, hindistancevizi yetersiz kalır.  Hemen akabinde nargileler porselen ya da bronzdan yapılmaya başlanır. Böylece nargile Hindistan topraklarını aşarak İran ve Osmanlı topraklarına da yayılır. Nargile altın çağını saraydan tutun da küçük kahvehanelere kadar girdiği Osmanlı döneminde yaşar. O günlerde nargile adap kurallarıyla beraber bir geleneğe dönüşür.

Bugünlerde de İstanbul hala bu keyif geleneğini yaşamak için en uygun şehirlerden biri. İstanbul'da pek çok nargile kafe bulabilseniz de  yumuşak içimli türk kahvesi ve taze çay servisiyle Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nin yazın serin, kışın ise ılık olan avlusunda bu keyfi yaşamanızı şiddetle tavsiye ederim.

Bu Medrese 1709 yılında Sultan II. Murat'ın damadı ve Sultan III. Ahmet'in 1706-1710 yılları arasında sadrazamı olan Çorlulu Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Sadrazamlığı boyunca sıkı bir bütçe politikası izleyerek, gereksiz harcamaları kısmaya çabaladı. Bu yüzden doğrudan Rusya'yla savaşmak yerine Kral II: Charles'ın yönetimindeki İsveç'i Rusya Savaşı'nda desteklemeyi tercih etti. İsveç'in bozguna uğrayıp, kralının Osmalı topraklarına sığınmasından sonra 1710 yılının Ağustos ayında Çorlulu Ali Paşa makamını kaybetti ve idama mahkum edildi. Belki de bu kederli hikaye yüzünden medrese şehrin kalabalığına ve gürültüsüne tezat bir şekilde her zaman sessizliğini korur.

Burada bir şeyler içerken, Lale Devri'nin zamansız zamanlarına dönebilir ve har vurup harman savurduğunuz bir yaşamda olduğunuzu hayal edebilirsiniz. Şimdiden dumanlı nefesinizin keyfini çıkarmanızı dilerim...