The
Place of Candid Speeches
The Madrasah of Çorlulu
Ali Pasha
Mankind overloved tobacco; so much
so that they invited it to their entourages parties, religious rites and even into the bedrooms. It
has been in state of flux like the humanity troughout history in turn.
Nowadays, tobacco is still known by different forms.
Even so one of them is far more convivial and kindly than others. Whereof is
absolutely none other than shisha (hookah / hubblebubble / narghile/ kalian / water pipe / calean / hooka etc.), as is known to all addicteds.
Thus shisha using went
beyond the border of India, so spread to the land of Ottoman and Persian. The
glory days of shisha which it got inside everywhere ranging from The Ottoman
Palaces to simple coffehouses, were in Ottoman period. During those days shisha
became a tradition with rules and conventions.
Currently Istanbul is still one of the most convenient
city to live pleasure of the smoking tradition. Despite you can find a lot of
beautiful shisha coffes in the city, i strongly recommended to live the
pleasure of shisha at the quad, that it stay warm in winters even so be cool in
summers, of Çorlulu Ali Pasha Medresesi which serve smooth turkish coffee and
fresh tea.
The Madrasah was built in 1709 by Çorlulu Ali Paşa
who was (II.) Sultan Mustafa's son in law
and grand vizier in 1706-1710 during the
reign of Sultan Ahmet III. During the his grand vizier period, he followed
strict budgetary policies and tried to limit unnecessary expence. As a
consequence of that he prefered to be against waging war on Russia as suggested
by King Charles II of Sweden, who, after having been defeated at Poltova in
1709, took refuge in Ottoman territory. Hence Çorlulu Ali Pasha lost his post
in August 1710 an went to the block. It's possible that, due
to this sad story, the Madrasah always stay
calm in constrast with noises and crowds of the city.
When you smoke or drink something at the madrasah, you can turn back timeslessness
of the tulip era and daydream about living
high off the hog. Already now, wish you to enjoy your smoky breath!
Samimi Muhabbetin Mekanı
Çorlulu Ali Paşa Medresesi
İnsan ve tütün, tarihin ilk yılarında tanışırlar. El
sıkışır ve sıkı arkadaş olurlar. Öyle ki insanlık onu, dini ayinlerine, arkadaş
çevrelerine hatta yatak odalarına davet edecek kadar sever. Tütün de buna karşılık,
tarih boyunca insanlık gibi değişim içinde olur.
Günümüzde tütün hala farklı farklı biçimleriyle tanınmakta. Bununla beraber onlardan biri var ki diğerlerinden çok daha babacan ve
keyiflidir. Bahsedilen müdavimlerinin bildiği gibi, kesinlikle nargileden başkası değil.
Tarihsel olarak, ilk nargile örnekleri, Hindistan menşelidir. İlk zamanlarda, hindistancevizinin içi boşaltılır; kabuktan içeri bir kamış sokulur ve
dışındaki tüyümsü tabaka yakılır. Ancak bu keyfe ilgi yoğun olunca, hindistancevizi
yetersiz kalır. Hemen akabinde
nargileler porselen ya da bronzdan yapılmaya başlanır. Böylece nargile
Hindistan topraklarını aşarak İran ve Osmanlı topraklarına da yayılır. Nargile
altın çağını saraydan tutun da küçük kahvehanelere kadar girdiği Osmanlı
döneminde yaşar. O günlerde nargile adap kurallarıyla beraber bir geleneğe
dönüşür.
Bugünlerde de İstanbul hala bu keyif geleneğini
yaşamak için en uygun şehirlerden biri. İstanbul'da pek çok nargile kafe
bulabilseniz de yumuşak içimli türk
kahvesi ve taze çay servisiyle Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nin yazın serin,
kışın ise ılık olan avlusunda bu keyfi yaşamanızı şiddetle tavsiye ederim.
Bu Medrese 1709 yılında Sultan II. Murat'ın damadı
ve Sultan III. Ahmet'in 1706-1710 yılları arasında sadrazamı olan Çorlulu Ali
Paşa tarafından yaptırılmıştır. Sadrazamlığı boyunca sıkı bir bütçe politikası
izleyerek, gereksiz harcamaları kısmaya çabaladı. Bu yüzden doğrudan Rusya'yla
savaşmak yerine Kral II: Charles'ın yönetimindeki İsveç'i Rusya Savaşı'nda
desteklemeyi tercih etti. İsveç'in bozguna uğrayıp, kralının Osmalı
topraklarına sığınmasından sonra 1710 yılının Ağustos ayında Çorlulu Ali Paşa
makamını kaybetti ve idama mahkum edildi. Belki de bu kederli hikaye yüzünden
medrese şehrin kalabalığına ve gürültüsüne tezat bir şekilde her zaman
sessizliğini korur.
Burada bir şeyler içerken, Lale Devri'nin zamansız zamanlarına dönebilir
ve har vurup harman savurduğunuz bir yaşamda olduğunuzu hayal edebilirsiniz.
Şimdiden dumanlı nefesinizin keyfini çıkarmanızı dilerim...